Herşey güneşin doğuşu ile başlar. Güneş atmosferimizi ve yer kabuğunun dış katmanını ısıtır. Bir yılda güneş tarafından dünyaya gönderilen enerji, gezegenimizde tüketilen enerjinin 50 katından daha fazladır. Bu nedenle güneş sınırsız ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Güneşli günlerde güneşin termal enerjisini vücudunuzda hissedersiniz. Aslında soğuk kış günleri ve geceler de dahil olmak üzere her zaman havada yeterli termal enerji mevcuttur. Bu durum yanlızca Florida veya güney İspanya için değil halihazırda ısı pompası kullanan binlerce konutun bulunduğu İsveç veya Norveç gibi ülkeler için de geçerlidir.
Isı pompaları tarafından salınan emisyon miktarı geleneksel ısıtma sistemlerine kıyasla çok daha düşüktür. Isı pompaları çok düşük miktarda enerji tükettiklerinden CO2 emisyonları da düşüktür, sadece kompresörün ihtiyaç duyduğu elektrik ile sınırlıdır.
Isı pompaları tarafından salınan emisyon miktarı geleneksel ısıtma sistemlerine kıyasla çok daha düşüktür. Isı pompaları çok düşük miktarda enerji tükettiklerinden CO2 emisyonları da düşüktür, sadece kompresörün ihtiyaç duyduğu elektrik ile sınırlıdır.
Tüm bu avantajlarına rağmen ısı pompaları birçok kişi için gizemini korumaktadır. Soğuk bir kaynaktan soğuk bir iç ortama ‘’ısı’’ transferi kavramı ilk bakışta herkese mantıklı gelmeyebilir. Ancak , ısı pompalarının bir sihri yoktur.
Bir ısı pompası için sadece dış ortam havası, iki ısı eşanjörü ( bir tanesi ısıyı absorbe etmek, diğeri ısıyı mekana aktarmak için) ve sistemin çalışmasını sağlamak için göreceli olarak düşük miktarda elektrik enerjisi gereklidir.
Isı pompası enerjiyi çevreden sağlamaktadır. Isı pompası enerjiyi belirli bir sıcaklıkta alır, bu sıcaklığı yükseltir ve ardından bir akışkana aktarır. Isı pompası sisteminde bu akışkan düşük sıcaklıklı radyatörler, yerden ısıtma sistemi veya fancoil üniteleri içerisinde dolaşan sudur.
Soğutucu akışkan, dış hava sıcaklığından daha düşük bir sıcaklıkta buharlaşan özel bir sıvıdır. Soğutucu akışkan, dış hava ile bakır borularda karşılaşır ve havadaki termal enerjiyi absorbe eder. Bu sistemdeki ilk ısı değişimidir. Bu aşamada akışkan, dış havadan absorbe ettiği ısı enerjisi ile buharlaşır. Bu olayı parmağınızı ıslatıp, ıslak noktaya hava üflediğinizde parmağınızın ıslak yüzeyinin soğumasında hissedebilirsiniz.
Soğutucu akışkan buharlaştırıcıdan geçer ve havadaki ısıyı alır, ardından gaz fazına geçer. Bu adımdan sonra kompresör devreye girer. Bir gazı sıkıştırdığınızda gaz fazdaki ısı enerjisi moleküller ile birlikte konsantre hale gelir ve sonuçta sıcaklık yükselir. Bisikletinizin tekerleğini şişirirken tekerlek içerisindeki havanın ısındığını hissedersiniz. Isı pompasının kompresöründe sıcaklık, kaynağın (dış hava) başlangıçtaki sıcaklığına kıyasla çok büyük oranda yükselir. Sıkıştırılan gaz, gazın kendisinden daha soğuk bir yüzey olan kondansere girdiğinde ısıtılan ortamda ikinci ısı değişimi meydana gelir. Son olarak gaz yoğuşur ve evinizi ısıtacak olan ısı açığa çıkar.
Yoğuşma işlemi gazın tekrar sıvı hale dönüşmesidir. Soğutucu akışkan bir genleşme vanasından geçer, başlangıçtaki basıncına ulaşır ve tüm proses tekrar başlar.